14 Mayıs 2008 Çarşamba

GEÇMİŞİ YARINLARA TAŞIYAN ELLER

Tarihin derinliklerindeki güzellikleri gelecek nesillere taşıyan eller. Dün, bugün ve yarın kültürel sosyal zenginliklerimizin tanıtımında yardımcı olan eller. Yaratıcılığını pozitif düşünce ile geleceğe aktaran eller. İlk Anadolu turundan döndüğüm 1992 yılının sıcak bir yaz günü, Türkiye’nin sayılı sanat kriterlerinden eli öpülecek bir büyüğümüz Abdülkadir Günyaz’ı ziyaret etmeye gitmiştim. Uzun bir sohbetin ardından İstanbul’da sergi açmak varken Anadolu’nun ücra köşelerinde sergi açmanın bana ne yararı olduğunu sormuştu. Tabii gereken cevabı saygı üslubu dâhilinde kendilerine arz etmiştim.
Sadece İstanbul’da değil Anadolu’da da sanat faaliyetlerinin aktif olması gerekliliğini belirterek Vatanımın bütün topraklarında sanata ve insanlığa katkım olmasını bir gereklilik olduğunu benimseyerek sergiler açtığımı belirttim. 17 yıl aradan sonra ikinci defa Anadolu turuna çıkma isteğinin vazgeçilmez bir tutku haline dönüştüğü bu günlerde, kalabalık kentlerde yaşamanın stresinden kurtulmak için iyi bir fırsat diye düşünüyorum. Denizli Bekilli Kaymakamı Murat Çağrı Erdinç’in daveti üzerine Bekilli Kültür Sanat ve Üzüm Festivaline katılacağımdan şeref duyacağım.
Bunun benim için büyük bir onur olduğunu düşünüyorum. Kaybolmaya yüz tutmuş duygularımın canlanacağı anavatanın sımsıcak bağrı. Sanatın beşiği Anadolu hasretiyle yanıp tutuşan on binler den, yüz binler den biri. Ben geliyorum. Hasret olduğum sevginin kucağına koşarcasına geliyorum. Gerçek kültürün, gerçek sanatın doğuş yeri Anadolu, Binlerce yıl çeşitli medeniyetlere kucak açmış kültürlerin merkezi. Dünyanın kültürel mirası Anadolu. Ağustos tarihlerinde Denizli/Bekilli Kültür Sanat Üzüm Festivalinde hep beraber buluşalım. Benim saygıdeğer sanat seven, kültürüne bağlı özü sözü bir vatandaşım. Saygılarımla
Ahmet Nuray
Kaynakça: http://www.ahmetnuray.com/ sitesinden alıntıdır. Makale ve resim diğer siteler tarafından izinli olarak kullanılabilir.Bu makale Ahmet Nuray'dan izin alınarak yayınlanmıştır.
Resimleri Görmek İçin Resmin Üzerine Tıklayınız

DENİZ MÜCEVHERİ

Deniz mücevheri pembe düşlerde
Boynundaki gerdanlık olsam
Coşkuyla söylenen müziklerde
Anılarındaki güzellikler olsam
Dudağından serpilen sözlerde

Denizindeki dalgalar olsam
Senin için yazdığım şiirlerde
Parmağını saran yüzük olsam
Pembe dünyamın hayallerinde

Narin belindeki kemer olsam
Olsam, uykulardaki düşlerde
Alnındaki kaderin olsam
Senin adın olsa tüm şiirlerde
Kuantum Düşünce Gurubu Başkanı Ahmet Nuray
Deniz Mücevheri
Malzeme: Alabaster (USA – California )
Boyut: 63 cm
Beyaz Saray ( White House ) daimi koleksiyonunda 1980’lerin Amerika’sı: Ronald Reagan seçimi kazanmış bir başkan Beyaz Saray’ın (White House) el değiştirdiği bir zaman dilimi.
Yeni baştan o büyük binanın dekore edilmesi gerektiği usuldendir denilen bir memleket. Bu sebeple yarışma düzenlenmiş Amerika’nın her bir köşesinden sanatkârlar, Beyaz Saray’ın nadide köşelerini süsleyecek olan eserlerin, kendi eserleri olması için yarışmaya katılmıştı.
Benimde bir eserimi gönderdiğim bu yarışmada Beyaz Saray ( White House ) koleksiyonuna laik görülen bir eserin öyküsü bu adı “ Deniz Mücevheri” bu eser benim içinde bir mücevher gibiydi.
Sanatçının her yaptığı eser; sanatçı için en değerli mücevherlerden daha değerlidir.

Sanatın evrensel değerlerinin paylaşılması gerekli olduğu kadar sanatçının ruhunda yaşattığı pozitif düşüncelerin algılanması, sanatı takdir edenlerin vazgeçilmez üstün meziyetinde gizlidir.
Kuantum Düşünce Grubu Başkanı Ahmet Nuray
Resimleri büyütmek için resmin üzerini tıklayınız. Daha fazlası için şiirler bölümünü görebilirsiniz. http://www.ahmetnuray.com/siir.asp

DANS EDEN - HAYAL DÜNYASI

Umutların arzuyla beklendiği anılarda
Bir Dünya var ki özlenen coşkularda
Her ne isen kim isen rüyalarda
Sevdikçe sevilecek olan bir dünyada

Yılanın kıvrakça raks ettiği kumlarda
Kızgın güneşin kavurduğu vahalarda
Seni gördüm hayal ile gerçek arasında
Dans eden okyanus’un dalgalarında
Sendin karanlığı yırtıp gelen ışıklarda
Yazar: Kuantum Düşünce Gurubu Başkanı Ahmet Nuray

Yılanın Raksı
Malzeme: Alabaster (USA – California )
Boyut: 32 cm
Meksika’dan getirdiğim Alabaster taşı, çok değerli bir renge sahipti. Kahverenginin tüm tonlarını üzerinde barındıran bu taş, beklentilerimin aksine fazla heybetli bir uzunluğa sahip değildi.
50 kilo civarında olan yarı yuvarlak diyebileceğim bir şekli vardı. Uzun heybetli bir eser üretmek içimden geldiği bir an, çalışma tezgâhına koyduğum taşın şekliyle hiç uyuşmuyordu. Uzun bir düş dünyasının harekete geçmesiyle birlikte ortaya çıkan, değişik bir kompozisyonun içinde buldum kendimi.
Birbiri ile hiçbir teması olmayan 5 cm kalınlığında 2 metre uzunluğundaki bir figürü 40 santimlik bir kütlenin içine yerleştirmenin zevkini, bu eseri yaparken yaşadım.
1980 senesinde yaptığım bu eser, birçok galeri ve müzenin nadide salonlarında ziyaretçilerin beğenilerini kazandı.
Satmaya kıyamadığım bu nadide eser Yılanın Raksı kendi koleksiyonumu süslemeye devam ediyor.
Ahmet Nuray

ESNEK DUYGULAR

Annem dedim özledim sonsuza dek
Eşim dedim sevdim ölene dek
Ablam dedim beni büyütene dek
Kardeş dedim kolladım sonsuza dek
Kadın dedim onsuz olamaz dünya

Sevmek dedim yaşanamaz onsuz diye
Birlik dedim düşünülemez duygusuzca
Esnek duyguların başlangıcı oldu bana
Bu an her an ölene dek beraberce yaşa
Mutlu ol sonsuza dek bir yastıkta

Kuantum Düşünce Gurubu Başkanı Esnek Duygular
Malzeme: Mermer (Afyon Mermeri)
Boyut. 72 cm
Türkiye’nin taşı toprağı altın diye sözümüze başlayalım. Evet, taşın şekillenmesi, Taşın değerini ortay çıkarıyor.
Türkiye’nin taş rezervleri; dünya mermer rezervlerinin % 40’na sahip. Türk mermerini tanıtmak için başladığım bir eserin malzemesi Afyon civarından geliyor.
Kendime özgün üslupta bir eser üretmeyi planladığım zamanda esnek duygulara sahip bir aile öyküsü geldi aklıma içime sinen bir eser ürettiğimi düşünerek kendi kalıcı koleksiyonuma dahil ettim.
Ahmet NURAY